top of page
  • Writer's pictureBIRBIRLAR

İstanbul Gezi Rehberi: Şehrimi Gezmeye Var Mısınız?

İstanbul… Resmi olarak 16 milyon nüfusa sahip, bizim de doğduğumuz, büyüdüğümüz, okuduğumuz ve yaşadığımız şehir İstanbul… İstanbul'u yıldız yapan konumu: Asya’yı Avrupa’ya bağlayan kıtalar arası bir şehir olması…


Tarih sahnesinde o kadar yer ve önem almış ki birçok millet bu topraklarda yaşamış:


  • 330-395 - Roma İmparatorluğu,

  • 395-1204 - Bizans İmparatorluğu,

  • 1204-1261 - Latin İmparatorluğu,

  • 1261-1453 - Bizans İmparatorluğu,

  • 1453-1922 - Osmanlı İmparatorluğu.


Osmanlı İmparatorluğu bu toprakları fethettiğinde bir devir kapanıp yeni bir devir açılmış: Yeni Çağ.


Bu güzel şehri bir de bizim yaptığımız rota ile gezmeye ne dersiniz?


1. Gün: Rumeli Hisarı, Bebek, Ortaköy, Beşiktaş

2. Gün: Moda, Kadıköy, Üsküdar Kız Kulesi

3. Gün: İstanbul Prenses Adaları

4. Gün: Eminönü, Kapalı Çarşı, Sultanahmet

5. Gün: Topkapı Sarayı, Gülhane Parkı, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Balat

6. Gün: Karaköy, Galata Kulesi, Taksim


Gezi detaylarımız işte sizlerle…


1. Gün: Rumeli Hisarı, Bebek, Ortaköy, Beşiktaş:


İstanbul’daki birinci gününüzü biraz şehri ve boğazı gezmek ile başlayabilirsiniz. İlk olarak sabah kahvaltınızı Rumeli Hisarı’nda yapabilirsiniz. Burada göreceğiniz bu hisar Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un fethinden önce inşa ettirilmiştir.


Kahvaltınızdan sonra Bebek’e geçebilirsiniz. Denize sıfır Starbucks’ta bir kahve veya Bebek Taps’te bir bira molası verebilirsiniz. Meşhur Bebek parkında yürüyüş yapıp boğazın tadını çıkarabilirsiniz.


Günün üçüncü rotası ise Ortaköy… Buradaki meşhur Ortaköy Cami’sini ziyaret edebilir, boğazın harika fotoğraflarını çekebilirsiniz. İsterseniz buradan kalkan özel teknelerle Boğaz Turu yapabilirsiniz. Ortaköy deyince akıllara gelen yiyecek Kumpir ve Waffle.

Burada bu arkadaşlarımızın tadına bakmayı unutmayın =)


Beşiktaş dar ve hareketli sokakları ile şehrin cıvıl cıvıllığını içerisinde barındıran muhteşem bir semttir. Buraya geldiğinizde görmeniz gerekenlerin başında Dolmabahçe Sarayı ve Deniz Müzesi gelmektedir. Dolmabahçe Sarayı Osmanlı Döneminde inşa edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk son nefesini bu sarayda vermiştir.

Sarayı da gezdikten sonra artık yavaş yavaş kendinize güzel bir rakı balık yapacağınız bir meyhane bulmalısınız. Salaş bir mekân isterseniz önerimiz: Çarşı Balık.


Eğer ki Beşiktaş yakınlarında kalacaksanız sabah kahvaltınızı Pişicilerin olduğu sokakta herhangi bir yerde de yapabilirsiniz.

2. Gün: Moda, Kadıköy, Üsküdar Kız Kulesi:


İkinci gününüzde size biraz da Anadolu yakasını gezdirmek istiyoruz, yani bugün siz artık karşının taksisiniz =)


Gününüze Moda’nın sakinliği içinde kahvenizi yudumlayarak başlayabilirsiniz: Walter’s Coffee, Coffe Ya Basta Moda önereceğimiz yerler arasında. Buraya kadar gelmişken Dondurmacı Ali Usta’dan dondurma yemeyi, hemen yanındaki Kemal Usta’dan da Waffle yemeği unutmayın.



Moda’dan Kadıköy’e doğru yürümeye başlayın. Şimdi Kadıköy sokaklarında kaybolma zamanı. Kadıköy sokaklarında hem renkli kafeler, hem butikler, hem de ikinci el kitapçıları (Akmar Pasajı) bulabileceksiniz. Meşhur Boğa heykelinin oradan Haldun Taner Tiyatro sahnesine doğru yürüdüğünüzde karşınıza harika bir manzara ve iskele çıkacaktır. Rıhtıma indiğinizde sol karşı tarafınızda Haydar Paşa Garı sizi selamlayacaktır.


Kadıköy’de eğer güzel bir şarap içip biraz dinlemek isterseniz Victor Levi Şarap Evi’ne gitmenizi öneririz. Tercihiniz Türk Yemekler ise kuşkusuz önerimiz Çiya.



Kadıköy’den sonraki bir sonraki rotamız Üsküdar Kız Kulesi. Bu eser Bizans döneminde yapılmıştır ve çok duyulan bir efsanesi vardır. Efsaneye göre Kralın kızı olmuştur ve kehanete göre prenses 18 yaşında bir yılan tarafından sokularak ölecekmiş. Bunu önlemek için Kral, denizin ortasına bu kuleyi inşa ettirmiştir. Prenses 18 yaşına geldiğinde ise kuleye üzüm sepeti gelir ve bu sepetten çıkan yılan prensesi sokarak öldürür. Hemen kulenin karşısından tekne seferleri 09.15-18.30 saatleri arasında her 15 dakikada bir yapılıyor.


3. Gün: İstanbul Prenses Adaları: Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalı ada, Sefer Adası


İstanbul'daki 3. gününüzü adaları gezerek değerlendirmenizi öneririz. Ama gezdiğiniz günün hafta sonu olmamasına dikkat edin, hafta sonu ada çok kalabalık oluyor. Bu adaların içinde ilk önceliğiniz Büyükada olabilir. Burada bisiklet kiralayabilirsiniz ve tüm adayı gezebilir, piknik yapabilirsiniz. Ada’ya geldiğinizde yapılacakların arasında Aya Yorgi Kilisesine gitmelisiniz. Kınalıada’da ise denize (Ayazma Koyu) girebilir, Rakı-balık yapabilirsiniz. Adaya ulaşım için Bostancı, Kadıköy ve Kabataş'tan kalkan motorlar ve de vapurları kullanabilirsiniz.


4. Gün: Eminönü, Kapalı Çarşı, Sultanahmet


Bugün tarihi yarım adayı gezmeye hazır mısınız?


Muhtemelen ayaklarınıza kara sular inene kadar yürüyeceğiniz gezi gününüzün ilki işte bu gün olacak. Eminönü iskelesinden ilk rotanıza yani Mısır Çarşısı’na doğru yürümeye başlayabilirsiniz. Bu şarkı şehrin en büyük baharat pazarlarından biridir. Toplamda 6 kapısı vardır: 4 büyük, 2 küçük. Bu çarşının arka kapısında Tarihi Mehmet Efendi Kahvecisinden Türk Kahvesi çektirmeyi unutmayın.


Günün ikinci rotası Kapalı Çarşı… Beyazıt, Nuru Osmaniye ve Mercan semtlerinin ortasında yer alan dünyanın en büyük çarşısı ve en eski kapalı çarşılarından biridir. Kapalıçarşı'da yaklaşık 4.000 dükkân bulunmaktadır. Çarşıda genel olarak satılan ürün altındır. Çarşıyı gezerken sayısız kuyumcu ve dükkânların camlarında çeşit çeşit takılar göreceksiniz. Çarşıda altından sonraki en çok satılan ürünlerden biri ise Halı ve Kilimdir. Kapalı Çarşı’nın içindeki tarihi kahvehanelerde Türk Kahvenizi yudumlayabilirsiniz.


Kapalı Çarşı gezimizi tamamladıktan sonra rotamız Sultanahmet: Burada görülmesi gereken yerleri özetleyecek olursa: Sultanahmet Cami, Yerebatan Sarnıcı ve Ayasofya.


Sultanahmet Cami, I. Ahmed tarafından 1617 yılında Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa'ya yaptırılmıştır. Bu Cami İznik çinileri ile donatılmıştır. Ağırlık rengi mavi olduğu için Blue Mosque yani Mavi Cami olarak da adlandırılır.


Sultanahmet Cami’nin hemen karşısında Ayasofya yer almaktadır. Ayasofya 532-537 yılları arasında Bizanslılar tarafından yapılmıştır. İstanbul’un fethinden sonra camiye çevrilmiştir. 1935 yılından sonra da müze olarak kullanılmaktadır.


Ayasofya’yı gezdikten sonra hemen batı tarafında kalan Yerebatan Sarnıcı’nı gezme zamanı. Yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir. Günümüzde müze olarak belediye tarafından işletilen bu sarnıç (müze kart geçmiyor) çeşitli etkinliğe de ev sahipliği yapmaktadır.


Tarihi yarım ada gezisi sizi acıktıysanız size iki adet önerimiz var: Baldır Sirkeci veya Virginia Angus’ta harika hamburgerleri mideye indirmek =) Ya da Tarihi Sultanahmet Köftecisinde köfte ve piyaz deneyebilirsiniz.



5. Gün: Topkapı Sarayı, Gülhane Parkı, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Balat


İstanbul'daki bu gününüzde size unutulmaz tarih dolu bir gezi daha öneriyoruz.


Gününüzün ilk rotası Topkapı Sarayı… Bu saray 1478 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Yaklaşık 400 sene Osmanlı padişahlarının yaşadığı ve ülkeyi yönettiği yer olmuştur. Saray 1924 yılında müze haline getirilmiştir. Yaklaşık 700 bin metrekarelik alanda bulunan bu sarayın bölümleri aşağıdaki gibidir:


Alay Meydanı, Aya İrini, Bâb-ü's Selâm, Bâb-ı Hümâyun, Divan Meydanı, Kubbealtı (Divan-ı Hümayun), Adalet Kasrı, Dış Hazine, Zülüflü Baltacılar Ocağı, Has Ahırlar, Beşir Ağa Camii ve Hamamı, Saray Mutfakları, Babüssaade, Sohum Kalesi Kitabesi, Enderun Avlusu, Arz Odası, III. Ahmed Kütüphanesi (Enderun Kütüphanesi), Fatih Köşkü (Enderun Hazinesi), Hazine Koğuşu, Has Oda ve Kutsal Emanetler Dairesi, Ağalar Camii, Kilerli Koğuşu, Kuşhane ve Harem Kapısı, Has Oda Koğuşu/Padişah Portreleri, Dördüncü Avlu, Sünnet Odası, Revan Köşkü, Bağdat Köşkü, İftariye Kameriyesi (Mehtaplık), Sofa Köşkü, Sofa Camii, Mecidiye Köşkü, Hekimbaşı Odası / Baş Lala Kulesi, Esvap Odası, Harem, Dolaplı Kubbe / Harem Hâzinesi / Haremeyn Hâzinesi, Şadırvanlı Sofa, Kara Ağalar Mescidi, Kara Ağalar ve Kara Ağalar Taşlığı, Cümle Kapısı, Valide Taşlığı, Kadın Efendi Daireleri, Valide Sultan Dairesi, Hünkâr ve Valide Sultan Hamamları, Hünkâr Sofası, III. Murad Has Odası, I. Ahmed Has Odası, Yemiş Odası / III. Ahmed Has Odası, Çifte Kasırlar / Veliahd Dairesi, Altınyol, Cariyeler ve Kadın Efendiler Taşlığı, Gözdeler Dairesi ve Mabeyn Taşlığı, Arabalar Kapısı /Kızlar Kapısı, Nöbet Yeri ve Cariyeler Koridoru…


Bu sarayda tahmin edebileceğiniz gibi ciddi bir koleksiyon da mevcuttur: İmparatorluk Hazinesi, Avrupa Porselenleri ve Camları, Bakır ve Tombak Mutfak Eşyası, Çin ve Japon Porselenleri, Gümüşler, Hırka-i Saadet Dairesi ve Kutsal Emanetler, İstanbul Cam ve Porselenleri, Padişah Elbiseleri, Padişah portreleri ve resim koleksiyonu, Silahlar…



Sarayı gezdikten sonra hemen yanındaki Gülhane Parkı’nı da gezmenizi tavsiye ederiz.

Park gezinizi yaptıktan sonra bir diğer gezi noktanız: İstanbul Arkeoloji Müzesi. İstanbul Arkeoloji Müzeleri üç ana birimden oluşuyor: Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi. Türkiye'nin ilk müzesidir. Koleksiyonlarını Osmanlı döneminde imparatorluk topraklarından getirilen, çeşitli kültürlere ait bir milyona yakın eser bulunmaktadır.


Müze ve Saray gezinizden yorgun düştüğünüzü biliyoruz. Artık biraz dinlenme zamanı. Hemen taksiye binip Balat’a gitmenizi tavsiye ederiz. Eski İstanbul sokaklarında gezmeye hazır mısınız? Rengarenk evleri ve taş döşeli dar sokakları, renkli kafeleri ile yeni ve eski tarzın harmanladığı bu bölge sizi kendinize çekecek.


Rum Patrikhanesi bazilikası, sinagoglar ve Bizans kiliseleri gibi yapıları da bu bölgede gezebilirsiniz.


Balat’taki mekân önerimiz: Cafe Naftalin, Velvet veya Cumbalı.


6. Gün: Karaköy, Galat Köprüsü, Galata Kulesi, Taksim


İstanbul’daki son gününüze Karaköy’de güzel bir kahvaltı ile başlamanızı öneririz. Burada tercihimiz Mükellef.


Kahvaltınızdan sonra Galata Köprüsüne çıkıp harika fotoğraflar çekmenizi öneririz. Eğer yürüyebiliyorsanız yürüyerek ya da füniküler, taksi vb. ile Galata Kulesine geçmenizi tavsiye ediyoruz.


Galata Kulesi’ne çıkıp tüm İstanbul’u bir de yukarıdan seyretmeyi unutmayın. Bu kule Bizans tarafından 528 yılında fener olarak inşa edilmiştir. Bu kulenin biz gezginler için aslında bir önemi daha var: Hezarfen Ahmet Çelebi, tahtadan yaptırdığı kanatlar ile 1638 yılında Galata Kulesi'nden Üsküdar’a uçmuştur. Galata Kulesinin hemen altında Sensus Şarap Evi & Peynir Butiğine gidip güzel şarap ve pizzanın dibine vurabilirsiniz.



Artık İstiklal Caddesi’nde yürüme zamanı… Viyana’nın Mariahilferstrasse Caddesi, Delhi’nin Chandni Chowk Caddesi, Paris’in Şanzelize Caddesi varsa bizim de her şeye rağmen İstiklal Caddemiz var. Yine bu caddenin 7/24 kalabalıklığını görmenizi isteriz. Mutlaka yeme-içmek için Çiçek Pasajını ve Nevizade’yi, alışveriş için ise de Atlas Pasajı’nı ziyaret edin.


Taksim’de ocakbaşında takılmak isterseniz Zübeyir Ocakbaşı veya Canım Ciğerim’e veya modern meyhane olarak Avlu Ocakbaşı’na gidebilirsiniz. Asmalı’da Moretenders’ Coctail Bar’da harika kokteyler veya daha salaş bir yere gitmek isterseniz Pendor Corner’de hönünü içebilirsiniz.


Biraz da doğa yürüyüşleri yapmak istersiniz ve ayıracağınız başka bir gününüz varsa Belgrad Ormanı’na ve Atatürk Arboretumu’na gitmenizi öneririz.


Şimdiden keyif dolu bol gezmeli tatiller…


Instagram: BIRBIRLAR GEZIYOR


346 views0 comments

Recent Posts

See All
bottom of page