top of page
Writer's pictureBIRBIRLAR

Amsterdam’da Yaşamak, Amsterdam’da Doğmak

Updated: Dec 25, 2018


Tuğhan aldığı radikal kararla, İstanbul’dan Amsterdam’a taşındı…


Barış ise Amsterdam’da doğdu ve burada hayatına devam ediyor…


Amsterdam’da iki farklı hayat, iki farklı bakış açısı…


Tuğhan Soyaslan, İstanbul Kültür Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği ve İstanbul Üniversitesi MBA mezunu. 29 yaşında. Türkiye’deyken bir danışmanlık firmasında İş Analisti olarak çalışıyordu. Daha sonra Amsterdam’dan iş teklifi aldı ve buraya yerleşmeye karar verdi. Amsterdam’da 2.5 senedir Garanti Banka’sında NV’de iş analisti olarak çalışmaya başladı.


Barış Yılmaz, 1989 Amsterdam doğumlu, aslen Kastamonulu. Pazarlama İletişim mezunu olup Hollanda’nın en büyük ikinci süpermarket zinciri olan Jumbo’nun Amsterdam’daki şubelerinden birinde reyon sorumlusu/dükkân sorumlusu olarak çalışıyor.



Barış Yılmaz


Nasıl burada yaşamaya karar verdiniz?


Tuğhan: Üniversiteye başladığımdan itibaren hayalimde yurtdışında çalışmak ve yaşamak vardı. Bu iş teklifi gelince de karar vermem zor olmadı=)


Amsterdam’a geldikten sonra hayat tarzınız nasıl değişti?


Tuğhan: İlk önemli değişim kendime daha çok zaman ayırmam oldu. Önemli bir konu, burada trafik yok =) evden işe bisiklet ile 10-15 dakika sürüyor. İşten çıktığımda kendime daha çok vakit ayırabiliyorum.


Boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz?


Barış: Boş zamanlarında dolaşmayı ve dostlarımla beraber olmayı tercih ediyorum. Kendi çapımda kitap/hikâye yazıyorum, müzikle uğraşmayı seviyorum ve tabii ki FIFA oynamadan duramıyorum.


Amsterdam yaşamak için nasıl bir şehir?


Tuğhan: Amsterdam yaşamak için mükemmel bir şehir. Sanılanın aksine herhangi bir ayrımcılık yaşamıyorum. Günlük yaşamda herkes birbirine çok saygılı. En önemlisi de tanımadığın insanlar sana günaydın, iyi akşamlar diyorlar. Bu mükemmel bir duygu!


Barış: Amsterdam’da yaşamak güzel. Birincisi ulaşım çok kolay ama pahalı, ikincisi her şey birbirine yakın olduğu için yolda boşa zaman geçirmiyorsun. Kafanı dağıtmak için bir sürü mekan ve parklar var ve onların dışında kanallarda yürüyüş yaparak çok güzel vakit geçirebilirsin.


Geçinmek zor mu kolay mı? Burada hayat pahalı mı?


Tuğhan: Kiralar dışında hayat pahalı değil. Hatta günlük tükettiğiniz ürünler TL’ye çevirseniz bile daha ucuz.


Barış: Avrupanın diğer şehirlerine göre Amsterdam biraz daha pahalıdır. Burada geçinmek zor değil ama kolay hiç değil. Amsterdam’ın en zor yanlarından biri de kiraların yüksek olmasıdır. Bana göre çoğu Avrupa şehirlerinden daha zor burada yaşamak.


Amsterdam’a gece hayatı nasıl? Mutlaka gidiniz dediğiniz yerler var mı?


Tuğhan: Burada gece hayatı genellikle publar diyebiliriz. İstanbul’daki gibi çok gece kulübü yok. Bir de festivalleri takip etmeniz gerekiyor. Birçok müzik ve dans festivali oluyor, gayet eğlenceli =)


Barış: Gece hayatı çok eğlenceli olup son zamanlarda bir sürü genç girişimcilerin sayesinde bir sürü yeni eğlenceler ortaya çıktı. Eskisi kadar havası olmasa bile Escape gidip görülmesi gereken mekânlardan birisidir bunun yanında tavsiye edebileceğim diğer gece kulüpleri; Club Air, Supperclub ve Jimmy Woo (tabii bunlar benim beğendiklerim). İsteyenlere çok güzel Jazz barlar ve yerel müziklerin çalındığı barlar da var.


Amsterdam’da mutlaka görünüz dediğiniz yerler neler?


Tuğhan: Amsterdam büyük bir şehir değil ancak birçok müze bulunuyor. Eğer müze seviyorsanız Rijks Museum ve Van Gogh Museum’u önerebilirim. Anne Frank House gayet etkileyici biraz hüzünlü ama gidilmesi gereken yerlerden biri. Eğer Noel zamanı geliyorsanız mutlaka Museum Plein’de bulunan Christmas Market’e uğramanızı öneririm.


Barış: Amsterdam’a gelipte görmeden gitmeyin diyebileceğim yerler: Anne Frank Evi, Museumplein, Rembrandtplein, Leidseplein, Dam Meydanı (eğer yanınızda ekmek/pirinç varsa avucunuza yerleştirin ve güvercinleri bekleyin. Çok güzel fotoğraflar çıkacaktır), Red Light District, kanallarda gezinti, Vondelpark, Oosterpark, Heineken Müzesi, Van Gogh-Rembrandt-Stedelijk Müzelerini, A’dam Toren (Amsterdam’ı tepeden izlemek için birebir), Floor17 (Batı Amsterdam’da Ramada Hotel’in 17. katında bulunan bu mekânda manzara çok güzel, terasına çıkıp Amsterdam’da gün batımını izlemek çok efsanedir), W Hotel Skybar, Jordaan (eski mahallelerin en ünlüsü), İjburg sahili (yazın gelenler için)...


Amsterdam’da mutlaka şuraya gidiniz, bunları yeğiniz diyebilecekleriniz neler var (restoran isimlerini de verebilirseniz seviniriz=)) ?


Tuğhan: Önereceğim yerler biraz turistik ama mutlaka gidin diyebilirim. Bierfabriek kendi yaptığı 3 çeşit birası var ve piliç çevirmeleri mükemmel. Cafe de Klos et severlerin uğrak yeri =) Bir kuzu omzunu paylaşabilirsiniz ya da kendiniz de yiyebilirsiniz =) Başka bir et mekânı da Loetje. Mükemmel Ossenhaas (küşleme) etleri bulunuyor, favori mekânlarımdan birisi. Rijks Museum içindeki kafede kahvenizi içip Holtkamp’ın yaptığı muhteşem tatlılardan yiyebilirsiniz. Salamura balık seviyorsanız Haring mutlaka deneyin, geleneksel bir lezzet. Brouwerij Troost’da da yemek yiyebilirsiniz, gayet lezzetli burgerler bulabilirsiniz. Bir de Brouwerij T Ij var ki enteresan bir mekân, kendi biralarını yapıyorlar ve bir yel değirmeni altında bulunuyor.


Barış: Restoranlar olarak tavsiye edebileceğim yerler: Ali Ocakbaşı (konumu ve manzarası çok güzel), Sumo (sushi ve all you can eat’çiler için tavsiyemdir), Loetje , Argentino Luna (mükemmel steak için), FEBO’dan mutlaka bir şeyler yenmeli (duvardan fastfood)…


Bu güzel paylaşım için hem Tuğhan'a hem de Barış'a çok teşekkür ediyoruz=)


503 views0 comments

Comentarios


  • Instagram
bottom of page